Günlük Sorunlarla Başa Çıkmanın 5 Yolu

Günlük hayatta karşılaştığımız güçlükler bazen üst üste geldiğinde yorucu bir hal alabiliyor. “Geldi mi üst üste gelir” sözünü haklı çıkaran gündemler arasında mekik dokurken, bu problemlerin bizleri aslında ne kadar yorduğunu fark etmekte güçlük çekebiliyoruz. Bu durumda günden güne düşen ruh halimize bir de yorgun bir zihin eşlik edebiliyor. 

Psikoloji alanı ile şöyle veya böyle ilgiliyseniz “yorgun zihin” kavramını belki duymuş olabilirsiniz. Hatta gündelik konuşma içinde de kendinizi bu şekilde tanımlarken buluyor olabilirsiniz. Her yorgun zihnin yapacağı gibi günlük görevlerinizde aksamalar ve zorlanmalar yaşıyor olmanız muhtemel.

Günlük yaşamımızı zorlaştıran koşullar altında zihinsel yorgunluk yaşamamız normal olarak kabul edilse bile problem çözme becerilerinizi geliştirmek için neler yapabileceğinize odaklanmanız faydalı olacaktır.

Sorunun Ne Olduğundan Emin Olun

Bazen günlük yaşam içerisinde içimizi kemiren ancak bir türlü fark edemediğimiz durumlarla karşılaşabiliriz. Zihnimiz yorgun olduğunda kendimizi algılama ve yorumlama biçimimiz değişebilir, “kendimizi tanıyamaz” hale gelebiliriz. Bu durumda yapılacak en doğru şeylerden birisi, sakin bir şekilde kendinizle baş başa kalabileceğiniz koşulları sağlamak ve problemi anlamaya çalışmak olabilir. Kendinize karşı ne kadar dürüst ve açık olup öz eleştiri yapabilirseniz bu sorgulamaya o kadar net bir yanıt bulabilirsiniz. Bunun için günlük farkındalık egzersizleri yapabilir, belirli durumlar karşısında verdiğini tepkileri de analiz etme şansına erişebilirsiniz.

Kabullenin

Çoğu zaman, problemle yüzleşmek yerine ondan kaçmayı tercih edebiliriz. Kendimizi bir anda problemin aslında orada olmadığına dair bir ikna sürecinde bulmamanız için problemi erken teşhis etmeniz büyük önem taşıyor. Bu sürecin kolaylığı kabullenişe açıklığınız oranında değişkenlik gösterecektir. Problemi çözebilmenin ilk aşamalarından birisi bunu kabullenmek olabilir. Bu yüzden günlük farkındalık alıştırmalarına ek olarak eleştirel düşünme becerinizi geliştirecek pratikler de yapabilirsiniz. Açık veya gizli kalmış, görmekten kaçınmayı tercih etmiş olabileceğiniz probleminizi kabullenerek çözüme ulaşmaya başlayabilirsiniz.

Olumsuz Yönelimden Uzaklaşın

Birçok durumda problemi nasıl çözeceğimiz, problemi algılayış biçimimize göre değişkenlik gösterecektir. Çözümdeki farklılıklarımız bir yana dursun, her durumda bizleri çözümden uzaklaştıracak olan olumsuz yönelim veya “negatif düşünme” eğilimimiz bu süreçte bizleri en çok zorlayan etmenlerden birisi olabilir. Günlük yaşamın problemleri arasında zaman zaman zorlanmak gayet doğal bir süreç olsa da bu zorlanmalar karşısındaki pozitif tutumun bizleri çözüme daha hızlı ulaştırabileceğine dair yapılan çalışmalar da bulunuyor. Elbette masal dünyasındaki gibi Pollyannacılıktan da bahsetmiyorum. Gözlemlenebilen gerçeklerden kopuk olmayan pozitif tutumlar her zaman psikolojik sağlamlığımızı artırmada büyük rol üstleniyor. Bu pozitif tutumlarımızın sayısını artırmak için günlük rutinimiz içerisinde mutlaka yapmaktan keyif aldığımız aktivitelere zaman ayırmamız gerekiyor. Günlük rutininiz yalnızca problemlerden ve tek bir kanal üzerinden ilerliyorsa zaman zaman olaylara uzaktan bakabilmek, algımızı da olumlu yönde etkileyebiliyor. 
 

Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir

Problemlerin ve bunlara uygun çözümlerin zaman zaman değişimler yaratabileceğini unutmayın. Bu değişimler duygusal veya fiziksel olabileceği gibi yaşamsal, ilişkisel veya kariyer anlamında değişiklikler olabilir. Hangi konuda olursa olsun yaşamımızdaki değişimlere direncimizin fazla  olması bizleri zorlayabilir. Çoğu zaman konfor alanımızın sınırlarını zorlamak istemeyebiliriz. Ancak insanoğlunun gelişimi için değişimlere adaptasyon hızını da hafife almamak gerekir. Değişim yaratmasından kaçınamadığımız durumlar karşısında yorulmaktansa bunlara uyum sürecimizi hızlandıracak düşünce ve tutumlar ile yeniliğe açıklık kavramlarına eğilebiliriz. Aslında kendimizden bile kaçmak isteyeceğimiz kadar bizleri korkutabilen bu değişime ne kadar çabuk uyum sağlarsak sürecimizi de o kadar kısaltma şansına sahip olabiliriz. Bu durumda kabullenme aşamasındaki performansımız da bu uyum sürecimizi hızlandıran etmenler arasında yer alacaktır.

Unutmayın!

Çözümün görebileceğinizden uzakta olabileceğini unutmamalıyız. Bazen çözüme ulaşabilmek için belirsizliklerle dolu bir keşif yolculuğuna çıkmamız gerekebilir.. Önemli olan bu yolculuğun bir keşif olduğunu kendimize hatırlatmaktan geçiyor. Hayat inişler ve çıkışlarla bezeli bir keşif yolculuğu ve yeterince çabalayan herkes için mutlaka bir çözüm bulunuyor. Belirsizliklerle mücadele konusunu ileride ele alacağız ancak bu konuda becerii kazanmamız da problem çözme becerileri kadar yaşam başarısını etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.